Bir kıvılcım geleceğimizi yakmasın, ormanlarımız hep yaşasın!

Ülkemizde orman yangınları açısından en riskli devrin temmuz-eylül ayları ortasında olduğunu hatırlatan TEMA Vakfı, iklim krizinin de tesiriyle, küçük bir kıvılcımın çok büyük orman yangınlarına dönüşebilme tehlikesine dikkat çekiyor. Orman yangınlarının %88’inin insan kaynaklı olduğunun altını çizen Vakıf, havaların ısınmasıyla birlikte artan orman yangını riskine karşı tüm vatandaşları dikkat göstermeye çağırıyor.TEMA Vakfı’nın, Türkiye’deki orman yangınlarının çok büyük bir kısmının insan kaynaklı olduğu gerçeğinden hareketle geçen yıl başlattığı Orman Yangınları Farkındalık Projesi 2’nci yılında da devam ediyor. Başarılı 1 yılı geride bırakan projede bu yıl, orman yangınlarının daha çok yaşandığı yaz aylarında insanların ihmal ve dikkatsizliklerinden kaynaklanan yangınların önüne geçmek için farkındalığın artırılması hedefleniyor.Projenin yeni devrinde hazırlanan “Cam Şişe”, “Mangal Ateşi” ve “Anız” bahisli 3 adet sinema bulunuyor. Yangın temalı müziklerle başlayan sinemaların sonunda  ‘Bu yaz yangınlar müziklerde kalsın, tabiata cam şişe bırakma/ ormanda ve yakınında ateş yakma/anız yakma ormanlarımız daima yaşasın’ iletisi veriliyor ve izleyenler yangın öncesinde alınması gereken tedbirlerin hatırlatıldığı DahaYanmadan.com web sayfasına yönlendiriliyor. “Proje büyük ilgi gördü, farkındalık arttı”Orman Yangınları Farkındalık Projesi’nin birinci yılında ağır ilgi gördüğüne değinen TEMA Vakfı İdare Konseyi Lideri Deniz Ataç, “Geçen yıl #DahaYanmadan davetiyle başlattığımız projede, televizyon, radyo ve dijital platformlarda yaygın bağlantı çalışmaları gerçekleştirdik. Proje kapsamında hazırlanan farkındalık sinemalarımız ile gerçekleştirdiğimiz TV kampanyası ile yaklaşık 24 milyon şahsa eriştik, basında geniş yer aldık.Yine proje kapsamında hayata geçirdiğimiz DahaYanmadan.com web sayfası üzerinden paylaştığımız bilgilendirme metinleri, görseller ve farkındalık sinemaları ile orman yangınlarının önlenmesi için bireylere, kurumlara ve yetkililere düşen sorumlulukları hatırlattık. Tüm bu çalışmalarımızla çok sayıda beşere ulaşmanın memnunluğunu yaşıyoruz. Kampanyamız ile ilgili aldığımız çok sayıda olumlu dönüşler sonucunda da kamuoyunda büyük bir farkındalık yarattığımıza inanıyoruz. Tüm bu hoş sonuçların ışığında daha fazla beşere ulaşabilmek ismine projemize ikinci yılında da devam ediyoruz ” sözlerini kullandı. Orman yangınlarının %88’i insan kaynaklıOrman yangınlarının büyük kısmının önlenebilir yangınlar olması nedeniyle Orman Yangınları Farkındalık Projesi’nde insan kaynaklı yangınların azaltılmasına odaklandıklarını belirten Deniz Ataç, “Ülkemizde, son 25 yıldaki orman yangınlarının çıkış sebebinin % 12’sinin doğal, %88'sinin ise kasıt, ihmal ve kaza ve sebebi bilinmeyen olarak tanımlanması yangınlarda insan tesirinin büyük olduğunu kanıtlıyor. Orman yangın istatistikleri göstermektedir ki; her yıl çıkan orman yangınları doğrusal olarak artıyor. 2000-2010 yıllarında yılda ortalama yaklaşık 2.000 orman yangını çıkarken, 2010 yılından günümüze bu sayı %28 artarak 2.600’ü aştı. Bu artış da hiç elbet yangın döneminde orman-insan etkileşiminin artıyor olmasından kaynaklanıyor. Orman varlıklarımızın %60’ı yangın riskinin en yüksek olduğu yerlerde yer alıyor. Bu durum da ülkemiz için hayati olan ormanların korunması ismine yangınlara karşı çok dikkatli olmamız gerektiğini gösteriyor. Lakin bu dikkati gereğince gösteremediğimiz ne yazık ki çok açık” diye konuştu. Ormanlarımız daima yaşasınİklim krizinin orman yangınlarının yayılma suratını ve şiddetini artırdığına vurgu yapan Ataç, “Artık Bir kıvılcım çok büyük orman yangınlarına dönüşebiliyor. Bu nedenle çok daha dikkatli olunmalı, ormanlarımızın korunması için yangın riski yüksek periyotlarda bırakın ormanda ateş yakmayı, bir kıvılcım bile çıkarılmamalıdır. Unutulmamalıdır ki; ormanlar yalnızca ağaç topluluğu değil, bir ekosistemdir. Orman yangını yalnızca ormandaki bitkileri yakmıyor, içinde barındırdığı çok sayıda canlıyı da yok ediyor. Karbon yutağı olan ormanlarımız, yangınlar nedeniyle karbon salımı yapar hale dönüşüyor. Mevcut karbon depolama kapasitelerine ulaşabilmeleri için ise onlarca yıl gerekiyor” biçiminde konuştu. Orman yangınlarına sebep olmamak için izmarit ve cam şişe atma, anız yakma, mangal ateşini söndür!“Ormana ya da ormana yakın alana atılan bir izmaritin etrafındaki otları ve bitkileri yakmaya başlayacağı, düzgün söndürülmemiş bir mangal ateşinin rüzgarın tesiriyle tekrar tutuşabileceği, ormana atılan bir cam şişenin ya da benzeri özelliklerdeki bir atığın, güneş ışınlarının mercek tesiri ile ateş oluşturabileceği unutulmamalı. Birebir formda anız yakılmasının da orman hududuna yakın alanlarda yapıldığında, bir orman yangınına dönüşebildiği göz önünde bulundurulmalı” diyen Ataç, “Bu sebeple orman alanlarında ve orman sonlarına yakın alanlarda muhakkak ateş yakılmamalı, ormanlarda müsaade verilen piknik alanları dışında piknik yapılmamalı, yakılan piknik ateşlerinin büsbütün söndürüldüğünden emin olunmalı ormana çöp, plastik, cam şişe ve cam modülleri atılmamalı, ormanlık alanlarda sigara içilmemeli ve orman kenarı karayollarına, ormana yakın alanlara sigara izmaritleri katiyen atılmamalı, anız yakmaktan vazgeçilmeli. Yangın riski görülen durumlarda ise çabucak Acil Davet Çizgisi 112 yahut Orman Yangını İhbar Sınırı 177 aranarak ihbarda bulunulmalı” diyerek orman yangınlarının önlenmesi için vatandaşlara düşen sorumlulukları hatırlattı.Ataç “TEMA Vakfı olarak küçük ihmallerin felaket getirdiğini hatırlatıyor, havaların ısınmasıyla birlikte artan orman yangını riskine karşı tüm halkımızı dikkat göstermeye çağırıyoruz” dedi. Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı